Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

1 Eylül 2012 Cumartesi

Konuşmalar 10 (aşk cetveli)


-Doğaldır sevmek, demiştin hani?

+Gayet doğaldır elbette, sevmek de sevilmek de. İnsan sevilmeyi arzular her zaman. Karşılıksız sevdalar, karşılık bulabilme umuduyla yanıp tutuşurlar. Ancak bedenden sıyrıldığı zaman fark edersin ki durum ortadan kalkmıştır. Zamanı bir cetvel gibi düşün. Sen on ikinci santimetrede aşık oluyorsun bir herife. Aradan zaman geçiyor gidiyor, sen gelmişsin otuz beşinci santimin tam ortasındaki yarım çizgiye. Hala aşık sanıyorsun kendini, hala onun bedeni karşına çıksa ne yapacağımı bilemem sanıyorsun. Hatta arkadaşlarınla konuşurken araya sıkıştırıyorsun, on ikinci santimetredeki aşkının yüceliğini ve bir daha karşılaştığınızda neler hissedeceğini bilmediğini. Sanıyorsun ki, karşına çıksa, sana baksa, sen ona baksan, birbirinizi tanısanız... Dokunsam diyorsun ne hissederim, elini sıksam... Bilemiyorsun. Ertesi gün, hemen ertesi gün karşına çıkıyor, eski sevgilin, on ikinci santimetredeki aşkın, on ikiyi on iki yapan adam! Yanında da eskiden yatıp kalkıp umursamadığın fakat onun cetvelinde sen belirgin yirmisin. Yirmiyi yirmi yapan yirmisin. Seni görünce heyecanlanıyor, yirminin heyecanı daha yakın çünkü, yanında senin on iki... Film karesi gibi bakıyorsun sahneye, yirmi seninle bir yirmi üç yaşayabilmek için, yanlış anlama diye açıklıyor durumu, bak bu da benim arkadaşım diyor, yeniden tanışıyorsun on ikiyi, on iki yapan adamla. O da seni tanıyor fakat seni umursamamış zamanında, yeniden tanışmak için uzatıyor elini. Kuru bir "Merhaba, memnun oldum." diyorsun, otuz beşin tam ortasındaki adam olarak. Yeniden tanışıyosun onunla fakat eskisi gibi olmuyor. Çünkü o on iki! KOSKOCAMAN ON İKİ! Sense otuz beşin tam ortasıdaki yarım çizgi. Yirmi kaynıyor aradan, görüşelim diyor bir yirmi üç olsun dercesine. Sen yalnızca gülümsüyor ve bakıyorsun on ikiden kırılmış cetvelin.

-Karıştı sanki biraz hikaye, kim on iki, kim yirmi, kim otuz anlamadım ben. 

+Adın neydi?

-Adımı mı unuttun?

+Yarım çizgi...