Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Haziran 2011 Cuma

Çağın vebası Türban!

Az önce Twitter'da Türbanlı bir kullanıcının eşcinseller üzerine prim yapmaya çalıştığını gördükten sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim. Çünkü bir süredir dikkatimi çeken şey, kapalı arkadaşlarımızın eşcinseller üzerinden prim yapmaya çalışmaları. Örümcek ağı bağlamış bir zihniyetin ürünü olan bu insanların aslında birer hasta olduğunu iddia ediyorum.

Şimdi iddiamı dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım. Türban denen mevzu MÖ ki yıllarda fahişeler tarafından kullanılan bir semboldü. Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ'ın açıklamaları şu şekilde; Tanrı’ ları kızdırmamak adına, eğlence için kadınları kullanıyorlar. Tanrılar, şunu yapın bunu yapın demiyor ama inanışları gereği kendiliklerinde n böyle eğlenceler yapıyorlar. Bir kısım kadın da seks köleliği yapıyor. Tanrı’ nın işini yapıyorlar. Temeli de, Sümer’ ler de nasıl yemek yiyorsun, seks de öyle onlar için günah bir kavram değil, çok doğal bir durum. Gençlere bir nevi seks terbiyesi yapıyorlar. Gılgamış’ ta da vardır bu olay, mesela Gılgamış’ a mabetten böyle başını örtmüş bir kadın gönderiyorlar. Konuşmayı ve seks yapmayı öğretiyor. 



Anadolu Kadın'ı Başını kapatırken, düşüncelerini kapatmazdı. Buna bir çok örnek olarak, köylerdeki eşcinselleri kabullenen, onları anlamaya çalışan insanları örnek gösterebiliriz. Hala bu kadınlardan var. Ne güzeldir ki, örtünen ama düşüncelerini örtmeyen insanı insan olduğu için sevmeye çalışan, çok güzel insanlar var bu ülkede hala. 

Asıl hastalıklı durumu irdelemeye başlayalım isterseniz. Bir toplum tarafından baskılanan kadınlarımızı düşünün. Açık başıyla gezene fahişe yaftası yapıştıran, namus simgesi olarak, Türbanı gösteren bir toplum! İşin kısacası, namus kavramını, bir tek kadınların üzerine yıkan bir toplum düşünün. Aslında düşünmenize bile gerek yok. Sadece gözlerinizi iyice açın ve etrafınıza bakın! Çok net bir şekilde göreceksiniz bu toplumu. İşte böyle bir toplumda, kadınlar cinsel dürtülerini örtmek, saklamak için, denize haşemalarla giren, kafalarını kapatan, kafalarının yanında düşüncelerini de kapattığını hisseden bir kısım insan topluluğu. Bu insan topluluğu, psikoloji de "yansıtma" savunma mekanizması dediğimiz şeyi kullanarak sürekli başkalarına namussuz, dinsiz, bilmemnesiz gibilerinden bir sürü şey söylüyorlar. Bu gibi zoraki kapananların genel olarak en fazla saldırdığı insan topluluğu eşcinseller oluyor. Çünkü kendi içlerindeki eşcinselliği bastırmaya çabalayarak, başkalarınınkine tukaka yaparak kendilerini saklıyorlar. 

Kendi eşcinselliklerinden kastım, geçtiğimiz günlerde çok eşliliğin yasal olması gerektiğini düşünen bir ablamız olduğunu hepiniz hatırlayacaksınız. Mesela, kendisi bir kadınla ilişkiye girmek istiyor fakat bunu yapamıyor. Çözüm nerede? Hemen dini kendine göre yorumlayıp, hoooopppp 4 kadın serbest olsun. Böylece ben de bir kadın bedenini görmüş olurum. Kocamla birlikte grup seks yaparım. Her şey kitaba uygun. Ohh miss... Ablacım biz yapınca zina, siz yapınca? 

Bu gibi mantığın İran'daki genel eve girerken imam nikahı kıyıp, çıkarken "boş ol!" diyen mantıktan ileri bir düşünce savı olduğunu düşünmüyorum. Allah inancına hiçbir şey demiyorum elbette. Benim burada bahsettiğim insanlar malesef ki Allah'a inanmaktan çok toplumsal baskı sebebiyle kapanıyorlar. Kapalı olmak üzerilerindeki baskıyı hafifletiyor ve böylece kendileri haricindeki herkes namussuz, kendisi namuslu... Hafifleyen baskı sonrasında misler gibi istedikleri her şeyi yapıyorlar. 

Benim tek söylemek istediğim, başkasının size sunduğu yüzyıllık düşünceleri bırakalım, kendi aklımız var, yeni düşüncelere açık olalım. Böylece Sümerler zamanına dönmez, bütün fahişeler kapanmaz, fahişelik yapan yapar, kapanan gerçekten inandığı için kapanır... Böylece sadece dini inançları dolayısıyla kapanan, ama bunun yanında düşüncelerinde özgür bir toplum oluşur... 

Saygılar...





3 yorum:

  1. Yazdıklarına katkıda bulunayım istedim, ama birşey bulamadım :) Cidden bu konuda sapla samanı ayırmak lazım ki eleştirirken genelde hep bir tafatan bakarlar. Bunun aksine senin gayet objektif bir bakış açısıyla yazdığını düşünüyorum.
    Ünlü bir gazetecinin köşe yazısını okumuş gibi hissettim.
    (reallife_06)

    YanıtlaSil
  2. Ötekileştirilenlerin bir başkasını "ötekileştirmesi" de ayrı bir ironi olacak. Her iki taraf için de geçerli bu.

    Türban veya kapanma olayına gelecek olursak; maalesef haksız olanın yanında haklı da güme gidiyor işin temeli tam özgürlükte, inanılan dini iyi tanımakta.

    "senin dinin sana benim dinim bana" hesabı.

    sonuç; o eşcinsellere püsküren zihniyeti "dikkate" almamak lazım ki haklarında bir şeyler yazmak bile "dikkate almak" demektir.

    Cidden inancı için örtünen ve etliye sütlüye karışmayan ve "karışılmaması da gereken" kişilere haksızlık yapmayalım.

    Bir başkası da aynı erdemi bizler için göstermeli.

    YanıtlaSil
  3. Aslında tek yaptığımız şey görmezden gelmek. Şimdiye kadar görmezden geline geline çığ gibi büyüdü bu baskılar, problemler, onlar bunlar... İnancına göre kapananları zaten eleştirmiyorum. yazıyı tam anlamıyla okuduğun zaman göreceksin bunu. Benim eleştirdiğim ve hastalık olarak nitelendirdiğim kısım, edepsizliklerini, kapanarak kapattığını sanan zihniyettir.

    YanıtlaSil