Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

31 Ocak 2011 Pazartesi

Beyin Fırtınası...

Kısır yemeye bayılırım, kısır demişken kısır adamdan bahsetmiyorum elbette, kısır adamı kim nasıl yesin? Adam demişken Kenan İmirzalıoğlu yakışıklı bence, pepsi reklamlarında tokmakçı rolünü oynamasaydı daha iyidi. Pepsi demişken her zaman Coca Cola'yı tercih ederim, rivayete göre eksik tarifle yapılmış pepsi sonuçta. Eksik demişken, hayatta hep bir şeylerin eksik kalacağına inanıyorum, hiç olmadı bir kaç "yarın" eksik kalacak öldüğümüzde. Ölülerin kıçlarına pamuk tıkadıkları doğru mu? Kıç demişken, yahu bu ağda sonrası oluşan sivilcelerden kurtulmanın yolu nedir ki? Sivilce demişken, aah ah ben ergenlik yıllarımda ne orospuydum. Ergen demişken Gülben Ergen'in sesini pek beğenmem, ne tarzım tarzına uygun modu... Ayrıca o şarkıyı da Şehrazat yazmıştı, bi süre şehrazat'ı takip ettim, kadının her twiti imla hatası dolu, bunları söyleyince de çirkefleşiyor. Yahu "herkez" yazılmaz dedim, "canım öyle istiyooooo sananeeeee"  dedi, bence en tatlı şarkı sözü yazarı Aysel'imdi... Deli dolu yaşadı mis gibi bi hatuntu... Aysel dediğim zaman da aklıma Müjde Ar'ın meşhur sahnesi geldi gözünüm önüne, hani şu arabanın camına kafası sıkıştırılmak suretiyle tecavüze uğradığı sahne! Tecavüz demişken, bence Beren Saat'in oynadığı "histerik fatmagül" rolü hiç yakışmamış kıza, söylentilere göre psikologlardan yardım almış, o sahneyi daha etkileyici oynamak ve bundan etkilenmemek için. Etkilenmek demişken, son zamanlarda beni etkileyen tek erkek bile çıkmadı karşıma! Erkek demişken... Aaaah ah işte orada söz biter... muah biblolar...

28 Ocak 2011 Cuma

Düet ve Dalga geçmek...

Aslında belki de Ferhat Göçer'den daha fazla düet yapan bir şarkıcımız daha var... Fakat karizmasından mıdır, neyindendir bilmiyorum Ferhat Göçer kadar tepki almıyor. Tamam kabul ediyorum, Ferhat Göçer'in gülümsemesini sahte buluyor olabilirsiniz fakat düet konusunda atladığımız bir adam var yahu "TEOMAN"...

Şimdiye kadar yaptığı düetler o kadar çok ki, bunlarla bir albüm bile yaptı. bi göz atalım kimlerle düet yaptığına...

Atiye - Kal
Şebnem Ferah - İki yabancı, En güzel hikayem
Hande Yener - Arsız
Zakkum - Zehr-i Zakkum
Göksel - Taş Bebek
Sarah Nile Cameron - Aşk Kırıntıları
Metro - Mevsim Sonbahar
Pamela - Zamparanın Ölümü-2
Sezen Aksu - Paramparça
Yalın - Gönülçelen
Candan Erçetin - Kim
Yaşar - Rüzgar Gülü
Nil Karaibrahimgil - İstanbul'da sonbahar
Emre Aydın - Sürpriz
İzel - Senden Önce Senden Sonra
Mirkelam - Güzel bir gün
İrem Candar - Duş
Yavuz Bingöl - İki çocuk
Kreş - Bugün
Harun Tekin - İstasyon İnsanları
Rashit - Kişisel bir şey
Hakyo Cepkin - Gökdelenler






Ve gözden kaçan daha niceleri... Şimdi söyleyin bana neden biz sadece Ferhat Göçerle dalga geçiyoruz?


(Ps: Ferhat Göçer sevdiğim bir şarkıcı değildir!)



22 Ocak 2011 Cumartesi

Mikrop Savaşı...

Cİyaaak diye bağırasım var vallahi, beni bilen bilir; Öyle akraba eş dost ziyaretlerine pek katlanamam. Annemin kuzeni, yani sunî teyzem hasta olmuş (grip) annem de gel bize bi yağlayım ballayım bi şeyciğin kalmaz modunda eve getirmiş teyzemi. Allahım allahım... Ben mikrop fobisi olan bi herifim, dünden beri yıkanmaktan cildim soyuldu. Öpmek değil, aynı odaya dahi girmedim. Girmek istedim fakat yapamadım. "Allam ya ben de grip olursam" "Allaaam ya yüksek ateşten ölürsem" "Allaamm biliyorum ölüm döşeğinde olsam bana yakışıklı bi doktor vermezsin" "allaaam çirkin doktorların yaşlı başlı adamların içinde ölücem" "allaaam yeaaaaaaaaa" gibi düşüncelerin biri diğerini kovalarken Sunî teyzem çıkıp odama gelmesin mi?

"Pişt! len göster hadi bakalım anlaştığın kız var mı? göster de beğenecek miyiz, ne zaman evlencen? Askere ne zaman gitçen? Kpss yi naptın? Bilgisayardan ders mi çalışıyorsun?"

Gibilerinden salak sorulara maruz kalırken bir yandan da suratıma öksürmesi cinnet geçiriyordum!


Ik mık şeklinde cevapladığım "Anlaştığım kız yok teyzeciğim" dedikten sonra annemi köşeye çektim ve "al götür bu hastalıklı kadını başımdan gözünü seveyim dün geceden beri canım çıktı" dedim... Annem de " ayıp evladım ne diyorsun" şeklinde tepki verince "yeaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa" diye bir tepki verdim. Az önce çıktılar! Evet şimdi tekrar duşa giricem, mikroplardan arınıcam, multivitamin ilacımı, antidepresanımı içip, akşam disko bar gezmek için hazırlanıcam... Bu travma ancak bu şekilde atlatılır!

18 Ocak 2011 Salı

Ankara...

Ankara...

Herkes sevemez bu şehri,
Ancak adam akıllı sevişmiş olanlar bilir kıymetini...
Her hüzünlü şarkıda Ankara'ya gider gelirim,
Bütün aşklarım gelir aklıma, hırsız sevişmelerim...
Hırsızlar çünkü çok şey alıp götürdüler benden.

Ankara...


Ancak salaklar denizi olsaydı der,
Bilmezler o kurak, o çorak havanın, keskin soğuğun tadını...
ılıman değildir ya yakar ya donar,
Pek gülümsemez, hazin bir hikayesi olan fahişe gibidir.


Ankara...


Daha yazılası binlece kelime var hakkında.
Tek gerçek, içimde bir hasret sakinliğe,
Dinginliğe, Hüzünlü gülmelere, Aşka, Şarap eşliğinde kitap okumaya Ankara'da...

16 Ocak 2011 Pazar

herif herif dedim...

Evet kabul ediyorum, yakışıklı heriflerin falsosu daha büyük oluyor... Yakışıklılıkla orantılı bir şekilde ilerliyor desem yeri. Son zamanlarda görüştüğüm biri var. Bu herif bi arkadaşımın eski sevgilisi. Deli dehşet yakışıklı... Kızlar için ilk falsosu herifin gay olması, bunu geçelim bu benim için güzel bir şey. Herif taş ötesi taş nasıl anlatsam, Davut heykelindeki kaslar bok yesin yanında, bir çük var bereket tanrısı bok yesin yanında, hafiften kıskanç (ideal ölçülerde), 29 yaşında, işi gücü var... Kendi çapında romantik (bu kendi çapında birazdan açıklanacak).

Yani herif 4-4 lük bir herif taa ki konuşana kadar...

Kendi çapında romantik çünkü herif "gülüm" "bi tanesi" laflarına bayılıyor. "Bitiyorum sana" tümcesi de cabası! Çare yazması gereken yerde Çağre yazıyor... Her sabah "günaydın canısı" diye mesaj alıyorum. bir kaç önceki yazımda belirttiğim bütün noktalara uyuyor fakat, olmadık yerden patlak veriyor!

Tanrım benimle dalga geçmeyi ne zaman bırakacaksın?


Yahu bi de ben bu herifle n'apıcam şimdi? Akide şekeri gibi herif. Ama ancak aile çay bahçesine gideriz yeaaa :(

13 Ocak 2011 Perşembe

hayattan beklentilerim neler?

Hayır çok mu şey istiyorum evrenden bilmiyorum ki?

Adam akıllı bi adam istiyorum 30 lu yaşlarında olsun, işini gücünü almış olsun, götü başı oynamasın, kaliteli ve güzel zevkleri olan biri olsun, birlikte film izleyelim, ondan sonra sevişelim, uyumlu olsun, arkadaşlarımla tanıştırabileyim, seksi bir vücudu olsun, mantıklı davranabilsin fakat romantik bi adam da olsun, Her lafımı şiir gibi dinlesin, aldatmasın, sevsin, ara sıra kıskansın fakat çok boğmasın. Tek tük beyaz saçı olsun, bana prensmişim gibi davransın...

İşim olsun, çoooook para kazanayım ama mütevazi olayım, o paranın büyük kısmını hayır yaparak harcayım, iş dediğim günde bir iki saat çalışayım, geri kalan zamanım alışverişin olsun. Yetsin artsın, bardak dolsun ama taşmasın... o hesap yani...


Sağlığım yerinde olsun, eşşek gibi olmasa da kaslı bir vücudum olsun...

Gak dediğimde su, guk dediğimde bal gelsin...


Çok mu şey istiyorum Allah aşkına...


( çok şey mi istiyorum olması gerektiğini biliyorum)

10 Ocak 2011 Pazartesi

yalnızlığı pay etmek

Peki ya sen yalnızlıktan korktuğundan benimleysen,
Bense karanlıkta yalnız kalmaktan...
Peki ya aslında hiç sevmediysek...
Susuyorsam daha ziyade,
Sen sessizlikten korktuğundan boş konuşuyorsan...
Ölümden ve ölmekten korkmuyorken ben,
Sen ölülerden konuşamıyorsan...
Yani ben yalnızsam ama seninle birlikteysem;
Yani sen yalnızsan ve benimle...
E hani yalnızlık paylaşılmazdı be?

9 Ocak 2011 Pazar

Özür Mektubu...

Eşcinselliğe en lanet ettiğim anlardan birisidir bu yaşadığım olay. Dün gece yatarken telefonuma gelen mesajlara bakıyordum. O mesajlardan bir tanesi 'lanet olsun yahu' dedirten türdendi. Öğrencilik yıllarımda aramın çok iyi olduğu ve eşcinsel olduğumu söylemediğim bir kız arkadaşım vardı. bilikte gezer tozar, İçer dertleşirdik. Aşklarımdan da bahsederdim ona, tabi isimleri değiştirerek. Mesela 'özcan' diyeceğim noktaya 'öznur' koyuverirdim. Bu birçoğumuzun yaptığı bir şeydir. Derdini paylaşmak istersin ama yalan değil yanlış söylemek zorunda kalırsın...

Son senemde bu arkadaşım bana aşık olduğunu itiraf etti. Birlikte Cafe'de oturuyorduk her şey iyi güzel... Gidip Müzik kutusundan bir şarkı attı ve pat diye söyleyiverdi. İçimden 'hassiktir' dedim... Yapmaması gerektiğini, bana aşık olmaması gerektiğini anlatamadım. Donup kaldım. Bir kaç dakika içinde kendimi topladıktan sonra 'Canım, bunca zamandır sana söyleyemedim fakat sana söylemem gereken bir şey var; ben eşcinselim' tokadımı yedikten sonra masada bırakıldım. Oturdum ve bütün hikayeyi baştan sona düşünmeye başladım. Bütün işaretleri, bütün yaptıklarımızı... Evet malesef ben aşklarımı anlatırken ağladığında benim için üzüldüğünden değil, benim başkasına duyduğum aşktan dolayı ağladığını vesaireyi... Hepsi yerli yerine oturdu. Abuk sabuk davranışları falan...

O günün gecesine beni arayıp 'Bana bu yalanı atacak kadar mı istemiyorsun birlikte olmayı?' diye sormuştu. Böyle bir şey nasıl ispatlanır ki? Gidip kızın önünde sevişecek halim yok ya! En son zamanla kabullendiğini hissederken gideceğim gün bana 'beni bir daha arama, ben bunu başaramam, aradığımda da açma' demişti. Saygı duydum her ne kadar görüşmek istesem de. Aradan bir sene geçtiği halde hiçbir mesajına cevap vermemiş, hiçbir telefonunu açmamıştım. Dün gece tekrar bir mesaj geldi ondan... 'Arada bir gün olsa, bir an olsa hatırlıyor musun beni?' diye. Cevap vermedim yine. Ama bilmesini istedim. Ben seni unutmadım çocuk ama keşke bana aşık olmasaydın... Keşke yapmasaydın, keşke ben de sana ilk tanıştığımızda pat diye bunu söylemiş oluverseydim... Geçmiş geri gelseydi, bu kadar üzüleceğini bilseydim ilk tanışmamızda sana selam bile vermezdim. Sırf sen üzülme, sırf yıpranma diye... Özür dilerim...

8 Ocak 2011 Cumartesi

Öğrencilik ve sınavlar...

Öğrencilik yıllarım sınavlar ve ben...

Aman Tanrım o ne zor bir dönemdi. Şimdi geriye dönüp baktığımda hiç özlemediğimi hissettim. Hani derler ya bi bitsin bak o dönemi nasıl özleyeceksin. Naaahhh iyi ki kurtuldum oğlum. Yok öyle bi İşkence.

Bir de Türkçe Öğretmenliğinden mezun olunca... Oku Allah oku, 500 sayfa not 3 tane eşşek amı gibi roman... Hemen her sınavdan bu şekildeydi. Hele hele alttan da dersin varsa(ki hepsi alttandı bir senede verdim hepsini baktım olmuyor öyle...)

Sınavlara bir hafta kalmış...

Son senemde cemaat evindeydim, eşşek gibi kasıyorlar...
Ben bira içiyorum... Abi bu dünya yalan değil mi yeaaaa diye aklımca yoldan çıkartmaya çalışıyorum onları da...

Sınavlara 3 gün kalmış...

Bizimkiler ara sıra namaz kılıyor, yemek yiyor onun dışında derslere gitmeyip (evet devamsızlık haklarını ders çalışmak için kullanan ev arkadaşlarım vardı) Ders çalışıyorlar. Yarı zombi şeklinde...
Ben "Abi o notlardan bana da ayarlasanıza" modundayım, elimde bira...Akşam canlı müzik eşliğinde bizim kızlarla içicez sonra çalışırım ben bi ara...


Sınavlara 1 gün kalmış...

Bizimkiler uykularını tam almak zorundalar kafaları iyi çalışsın diye, sınav dualarını okuyorlar yatıyorlar...

Ben hassiktir... Ne bok yicem, Abi kitapların özetlerini okusam yer mi acaba? Nereden soracakmış ki? Ya sikerler nescafe yok evde! gavur markası diye almıyor puştlar... Türk kahvesi colanın içine koy, köpürsün tadı bombok... Ama uyumamak için mükemmel...

500 sayfa notu bir kere okuyup, kitapların başı ortası sonundan üçer sayfa...


Sınava saatler kala...

Bizimkiler konuşuyor ben yanlarında uykusuzluktan gözlerim şişmiş...Onların söylediklerinden bir kaç cümle koparıp sınava giriyorum...

Sonuç...


Onlar 56 ben 58 almışım... Hiçbirimiz geçemiyoruz ama bizimkiler isyanda...

Ben altı senede bitirdim ama onlar 7. senesinde bitirdiler...

aralarında benimle aynı yıl bitiren de vardı... Ama işin özü bölümden 4 senede mezun olan toplam 6 kişi vardı yani 58 kişilik sınıftan 6 kişi! bunun 3 ü atandı... geri kalanı polis oldu... Saygılar...

5 Ocak 2011 Çarşamba

Geceler değil, uykusuzluk beni korkutuyor.

Geceler değil, uykusuzluk beni korkutuyor.
Konuşmalar değil, sessizlik beni korkutuyor.
Sevmeler değil, sensiz sevmeler beni korkutuyor.
Ben değil, bendekiler beni korkutuyor.
Korktuklarımı bir saysam, işte ondan daha çok korkuyorum...

4 Ocak 2011 Salı

Kadınla Yattım mı?

Bana en çok sorulan sorulardan bir tanesini de ayrıntılı bir şekilde cevaplıyorum canlarım...

Daha önce hiç Kadınla yattım mı?

Cevap: Yatayazdım...


Kız arkadaşlarımdan biriyle (benim gay olduğumu bilen) yaz tatilindeydim. O zamanın parasıyla 300 liralık içmişim. Ama nasıl içmek ayakta duramıyorum her şeyi birbirine karıştırdım, gelsin votkalar, gitsin bacardiler... O mod yani. Neyse bardan çıktık, Kız arkadaşım beni odaya kadar taşıdı. Odada yatağa girdikten sonra bi baktım hatun üstümde. Yarım yamalak hatırlıyorum, hafızam belli kısımları kaydetmedi allahtan. Daha sonra oral seks yapmam için kadın beni aşağı yönlendirdi veeeeee olan olduuuuuu....



Kadının amına kustum... Bildiğin kustum... Bütün o gece içtiğim ne varsa öykkkkk diye böğürüverdim. Kadının rahmine kadar dolmuştur herhalde...

Kadın üç gün ağladı! İyi de sinir bozucu yahu sen beni biliyorsun neden bana tecavüz etmeye çalışıyorsun ki!


Eksik bir şey vardı o ilişkide canlarım anlatamam... İşte böyle yatayazdım... Ama olmadı...

Neden Bu kadar çok Seks konuşuyorum?

Uluguenler aşkına! "Eştenselgünlük knows good sex, and isn't afraid to ask" lafını anlamayan var mı yahu? Bu profili açtığım günden beri orada duruyor. En sık aldığım şikayet seksten çok fazla bahsetemem. İyi de ben buraya zaten bunun için üye oldum! Yani cinsel yaşantımdan, Eşcinsellerin cinselliği nasıl yaşadıklarından, bir eşcinselin her erkek kadar seksi düşündüğünü anlatabilmek için vesaire...

Hepsini de geçtim, zaten hayatta o kadar sıkıcı şeylerden bahsediyoruz ki, biraz eğlenelim biraz gülelim, biraz da bahsedilmeyenden bahsedelim yahu! Hay ben böyle tabularının ta babasını...

Canım ciğerim, gerçek hayatta da ağzı bozuk bir herifim ben! Etrafımdakilerin tabularını düşünmeden yaşarım. Sadece olması gereken yerlerde biraz daha sakin durup kelimelerimi seçerim o kadar. Fakat bu seçimleri yaptığım ortam hiçbir zaman arkadaşlarımın yanı falan olmaz. Çünkü Ben kendimi yanında kasıntı hissedeceğim insanlarla birlikte olmuyorum. Çünkü gelen bu şekilde kabul ediyor. En azından delidir ne dese yeridir deyip geçiyorlar. Delirmek özgürleştirir diye boşuna dememişler, ben de bu özgürlüğümü sonuna kadar kullanıyorum.


Tabular... Sekse dair tabular... Aman Tanrım En nefret ettiğim şey! Şu tabular bi aşılsa hayat o kadar kolay olacak ki! Töre cinayetleri işlenmeyecek, Kızlar bakireyim diye yalan atmak zorunda kalmayacak, Daha bilinçli seks yapılacak, Prezervatif dendiği zaman insanların yüzü kızaracağına bunun bir önlem olduğunu kavrayabilecekler...

Korkmayın kimse köşe başında annesini başka bir herifle düzüşürken görmeyecek! Sadece konuşmaktan korkmayacağız.

Evet biraz abarttığımı ben de kabul ediyorum fakat Sinan Çetin'in filminde denildiği gibi her yasak kendi isyancısını yaratıyor ve isyan eden insanlar abartmaya meyillidirler. Abartıyorum çünkü zaten herkes oradan buradan bahsediyor! Sadece seksten bahsedeyim, bırakın sadece sikiş sokuş aman tanrım adam deyim... Bunları demeyin o kadar çok insan var ki arada kaynayacaktır, kaynamasa bile bi yerlerde kalacaktır. Dediklerimde haklı yanlar da var! Eminim. Çünkü bahsettiklerim sadece benim doğrularım değil! Herkesin bildiği fakat kimsenin konuşmadığı dedikodular, sihnin kuytu köşelerine tabularla sıkıştırılmış şeyler. Açıkçası bunlar benim değil sürünün doğruları, sadece konuşulmayanşlar, konuşulamayanlar.


Konuşuyorum, yatıyorum kalkıyorum anlatıyorum, Aşık oluyorum yazıyorum, yaşıyorum yaşadıkça görüyorum... Çok da objektif anlatmaya çabalıyorum, hatalarımı kabullendiğim kadarıyla anlatıyorum belki ama bu hiç kabul etmemekten daha iyi diye düşünüyorum.


Bırakın ben seks deyim, siz sessiz kalacaksanız kalın...

2 Ocak 2011 Pazar

götüme benzedim!

Allahhh'ıııımmmmm dünyanın en çirkin herifi oldum çıktım, götüme benzedim götüm de çirkinleşti! o derece yani!

Kulak mememde yağ bezesi çıktı doktor, küpe deliğinden dolayı iltihap kapmış dedi, bir kulak memem o kadar büyüdü ki, göksel'in gözleri gibi... Düşünün o derece kocaman!

Kıçıma ağda yaptırmıştım iki tane kıl dönmesi sonrası benim görmeden patlatmam ve mor iki nokta oluşması, benim seks yapamamam...

Git gide çirkinleşiyorum, yarın iş yerine gidicem. İşe başlamazsam hemen geri dönücem! şehrin atmosferinden midir nedir... Korkuyorum ya daha kötü olursam! yeaaaaaaaaaaaaaa

1 Ocak 2011 Cumartesi

neresi yeni bu yılın

Ben yine sarhoş,
Ben yine eski aşkları özler,
Ben yine aynı acıyla ağlar,
Benim yine içim sızlar,
Ben yine aynı aşık,
Ben yine aynı salak,
Ben yine aynı özleyen,
Ben yine aynı ben,
Bu yılın neresi yeni Allah'ını seversen?