Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

15 Ekim 2011 Cumartesi

Sıkılhan...

Sizler bu yazıyı okurken belki sıkılacaksınız ve büyük ihtimalle ben de yazarken sıkılacağım ancak yazsan olmuyor yazmasan olmaz durumu mevcut. Yazmazsam daha beter sıkılacağım. Yapacak hiçbir şey yok. Askerlik yapmadığımdan dolayı iş yok. Bomboş oturmaktan öte başka bir şey de yok...

Sıkılıyorum uzun lafın kısası. Aslında beni sıkan bu gündelik telaşelerden ziyade, Türkiye'de, geleceği belli olmayan bir durumda kalmış olmak. Bir gün aşık olmak yasaklanacak, öteki gün sevmek parayla olacak, ona da zam üstüne zam yapacaklar... İşte o gün geldiğinde hepiniz boku yiyeceksiniz. Ben biraz daha şanslıyım. Duygularımı aldırdığımdan beri kimseye karşı hiçbir heyecan falan hissetmiyorum. Hiçbir şey beni heyecanlandırmıyor, hiçbir seks, hiçbir beden... Aşık olmak bir yana, sevemiyorum bile. Hani insan birinin yanında kendini güvende hisseder ya, o durum da yok artık bende. Sürekli bir diken üstünde oturma hali. Ancak azimle deniyorum, azimle yeni birileriyle tanışıyorum oturuyorum, aynı tanışma cümlelerini kuruyorum, hayatıma dair belli başlı bahsetmem gerektiği kadarını bahsediyorum. Ardından olursa gidip seks yapıyoruz, daha sonra onlar üç beş kere daha arıyorlar fakat telefonlarına cevap bulamadıkça arama oranları da düşüyor ve yok olup gidiyorlar. Belli bir süre sonra kimseyle görüşmeye falan da gitmeyeceğim anladığım üzere, psikolojide buna "öğrenilmiş çaresizlik" diyorlar... Komik  değil mi?

Hissetmemekten sıkılıyorum belki de, hissedememekten. "Yıllarca ne oldu da ben böyle hissizleştim?" diye sorduğumda kendime, cevap bile bulamıyorum. Hani desem ki, eski aşklarım beni çok yıprattı, örseledi dağıttı falan... Tamam kabul edilebilir bir durum fakat onlara dair de herhangi bir şey hissetmiyorum ki! Hani onların acısı falan olsa kenarda köşede diyeceğim ki en azından bi aşk acım var o yüzden olmuyor.... yok anam bacım bomboş...

Sakinliğim de korkutuyor beni. Uyandıktan sonra "bugün sıkılmamak için ne yapsam?" diyorum ve uyuyana kadar bu soruya cevap ararken sıkılmış bir halde buluyorum kendimi. Kendimden sıkılıyorum billahi, eskiden gülerdim falan, eğleniyor numarası yapardım. O mutluluk oyunundan falan da sıkıldım. Etrafımda trajik hikayeler yaşamışçasına aşklarını anlatan insanlardan da sıkıldım, sürekli şikayet edenlerden de sıkıldım, sürekli sıkıldım demekten daha çok sıkıldım....
Sıkılhan olsaydım daha az sıkılırdım...

Ölmek yaşamaktan daha mı heyecanlı ki? pıfff ölmek de sıkıcı...



4 yorum:

  1. seni çok iyi anlıyorum bende senin gibi kötüleşen gelişmelerden bıkmış bir eşcinselim yeni blog yazmaya başladım
    msn de konuşabilirsek sevinirim
    purplelife09@hotmail.com
    bu da blogum:gay-gunluk.blogspot.com

    YanıtlaSil
  2. ne yani şimdi sıkılgan eşcinsel le şey olunca mı sıkılganlığı geçecek,yoksam sen de sıkıldıgın için mi eşcilsel oldun,bu durumda sıkılgan iken s.k.len olmuyor musun

    YanıtlaSil
  3. Hayata hep tat almaya geliriz biz, her zaman farklı olsun isteriz yeni hiç el değmemiş.. hani küçükken çikolataya bayıldığımız gibi hiç bitmese, ya da bi tane daha olsa deriz.. büyüdükçe imkanlarımız olur elde ederiz hevesimiz kaçar.. hani param olsa hevesim olmuyor, hevesim olsa param durumları.. bence kendini yoksun bırakmalısın özlemelisin.. ya da ne kadar değerli olduğunu öğrenmelisin herhangi bir duygunun ya da nesnenin ya ada yiyecek her ne ise işte. cevap hep sendedir..

    YanıtlaSil