İşte o zor yaratık -ki yaratıldığı günden bugüne günahkar olan- sevgi konusunda binlerce yıldır konuşuyordu. Susmuyordu bir türlü. Yüz binlerce cümle içerisinde aşk, sevgi, sevda sözcüğü olan... Allah aşkı, yaren aşkı, doğa aşkı... Ne çok aşk var bu dünyada diye sevinmişti. Gözleri dolmuştu hatta ilk gördüğünde insanlık geçmişini. Bu kadar çok sevgi nasıl sığardı kalplere anlayamıyordu. Dimağında onlarca soru vardı. Bir gün aşıklardan biriyle sohbete oturdu.
O: Bu evren ne kadar çok sevgiyle dolu böyle, ne kadar güzel...
Aşık: (hafiften gülümser.) İnsan sevgiden çok nefretle doludur. Her sevgi bir gün nefrete döner.
O: Fakat her aşık güzel bahsediyor sevdiğinden.
Aşık: Güzeldir elbet, seviyorsan güzeldir.
O: Tamam işte ben de bundan bahsediyorum.
Aşık: Anlamadığın nokta şudur ki, kimse kendini seveni sevmez, herkesin başka bir aşığı vardır.
O: Kafam karıştı.
Aşık: Ben birine aşığım, o başkasına, onun sevdiği başkasına...
O: Bu zincir bir yerde kırılmaz mı hiç?
Aşık: Kırılır elbet. Karşılıklı sevdalar da vardır. Ancak herkes öldürür sevdiğini demiş yazar...
O: Seviyorsa neden öldürür ki insan birbirini?
Aşık: Alışkın değiliz çünkü insan olarak paylaşmaya. Mayamızda yok bu.
O: İnsan sevdiğini hapseder mi ki?
Aşık: İnsan severse hapseder. Çembere alır sevdiğini. İşte o zaman yok olur yavaş yavaş, ateş içindeki akrep misali...
O: Peki neden aşklar nefrete dönüşür?
Aşık: Bembeyazdır aşk, tülden rüya gibi bir bulut. En ufak bir karaltı yavaş yavaş ilmek ilmek işler o beyaza. Anlamazsın başta. Sonra bir bakmışsın her yer kapkaranlık oluvermiş. Beyaz bir gülü haftalarca siyah mürekkepte bekletmiş gibi...
O: Anladım galiba, peki Allah aşkı? O da mı saf değil?
Aşık: En tehlikelisidir aşkların arasında, hangisi gerçek bilemezsin çünkü.
O: Allah bilir fakat değil mi?
Aşık: Bilmem...
O: Peki neden insanlar bu kadar çok aşktan bahsediyor, madem ki durum bu kadar vahim?
Aşık: Aşk dilde sakız, kalpte yara, gözde yaş, ruhta dolaştır...
O: Çoğu boş laf yani...
Aşık: Elbette boş laf, hangi aşk anlatılabilir ki?
O: Kelimeler yetmiyor mu?
Aşık: İnsan yetemezken kelime nasıl yetsin ki?
Sonra anladı, yazılanların, söylenenlerin aslında boş olduğunu. Bütün aşk kelimelerinin siyah bir lekeden ibaret olduğunu. Vazgeçti, gitti...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder