Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

31 Mayıs 2012 Perşembe

Konuşmalar 2

+Peki ya yalnız ölmekten korkmuyor musun?

-Sen yanımdayken yalnız değil miyim sanıyorsun?

+Biri varsa yanında yalnız değilsindir!

-Tek bedende iki kişi taşımıyorsan, yalnızsındır.

+Biraz daha açar mısın?

-Tek doğar, tek ölürsün. Yanında herhangi kimsenin olması bir şeyi değiştirmez. Yanındaki seni asla sen gibi anlayamaz, bilemez. Doğumdan ölüme yan yana olsan dahi bireydir insan, birdir, tektir, tekildir. Biz dediğin zaman iki ayrı teklikten bahsediyorsundur. Asla ama asla bitmez yalnızlık. Çok kişilikli bir ruh hastası dahi tektir, yalnızdır. Kişiliklerinin birbirinden haberi yoktur.

+Ancak bu çok kötü bir şey.

-İyiliğin olmadığını da anlatabilirdim ancak senin hayal kırıklığıyla yaşamanı istemiyorum.

+Yani bana iyilik ediyorsun?

-Sadece kötülük etmiyorum.

+Bu da bir iyiliktir.

-Hayır, bu yokluktur. Sana kötülük etseydim var olan bir kavram olacaktı. Ancak şimdi sadece yokluk var.

+Zor değil mi böyle yaşamak?

-Zor.

+Peki neden kabul etmiyorsun diğer insanlar gibi?

-Ben de yalana inanmak isterdim ancak doğruyu bir kere gördüğü zaman insan, yeni yalanlar doğuramıyor, sadece yalan doğurma sancısı çekiyor.

+Eskileri düşün, sen de diğerleri gibi, şimdiye kadar inanmış tüm insanlık gibi... Cenneti düşün mesela, tinsel alana yoğunlaş.

-Bu dünyada yaşam var mı ki diğer dünyayı düşüneyim. Ten aşılabilir mi ki; tin'e kafes aşılmadan ulaşılabilir mi ki?

+Yapanlar var.

-Yaptıklarını sananlar var. Ancak ruh denen kavram-eğer varsa- ancak kafesinden çıktığı zaman dağılır, katre olarak kalmaz, parçası olur evrenin. Tıpkı balon gibi insanoğlu. Ancak patlayınca içindeki çıkar ortaya, karışır etrafa...

+Konuşmaya devam etmeyeceğim. Mazeret uydurmadan gidiyorum. 

- Peki.

                                                                                     22.04.2012 /Kars-Koğuş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder