Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

5 Haziran 2012 Salı

Konuşmalar 3

+Ulaşılmaz mı olmak istiyorsun? 

-Hayır, aslında ben hep olduğum yerdeyim. Bana ulaşmak isteyenler, hep benim onlara gitmemi istediğinden buluşamıyoruz bir türlü.

+Yani onların suçu?

-Suç mu? Benimle iletişime geçilmemesi suç değildir.

+Beğenilmek hoşuna gidiyor gördüğüm kadarıyla.

-Hayır.

+Peki ya neden bu kadar bakımlı, bu kadar şıksın? Bütün kıyafetlerin en pahalı marka...

-Belki klişe gelecek ancak ölürken güzel görünmek istiyorum. Belki  de Azrail'e kur yapıyorum...

+Ölmek mi istiyorsun, yap öyleyse. 

-İntihar mı etmemi öneriyorsun? Doğarken kendi irademle doğmadıysam, ölüm de irademle gelmemeli.

+Korkuyorsun yani?

-Hayır, sadece bekliyorum.

+Peki neden bekliyorsun, akışına bıraksana, geldiğinde seni bulsun. 

-Omuzlarımda taşıdığım ten bir an'ın ağırlığı. Tıpkı taşıdıkça ağırlaşan pazar poşeti gibi, çekilmez bir hal alıyor zamanla.


+O an'ı merak ettim.

-Etme.


+Özel mi? 

-Özel.


+Söz vermiştik hiçbir şey saklamayacağız diye.

-O an, yarama düzinelerce dikiş attım, iğnemde ipliğim bitene kadar. Daha sonrasında üstünü örttüm. Pansuman bile yapmadım. Şimdi ne durumda olduğunu görmek bana ağır gelecektir.

+Daha çok merak ettim.

-Sana yaralarımı göstermeyeceğim.

+Peki.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder