+Sonrasını düşündün mü hiç?
-İşte en korktuğum şeydir sonrası. Sen gittikten sonra üzülecek miyim, o gittikten sonra üzüldüğüm gibi? Yarın yapacak mıyım her gün yaptıklarımı; düşünecek miyim sonrayı, öncenin benden aldığı sonrayı, bana verdiği sonrayı. Önce o kadar korkunç değil, her ne olursa olsun öncedir işte... Sonra, ancak yaşandığı zaman önceleşir. Yaşanmış şeylere er ya da geç alışır insan. Alıştıklarından korkmaz, alışacak olmak zorunda olduklarından korktuğu kadar.
+Benim gideceğimi nereden çıkardın?
-Sona kadar kalsan, sonsuza kadar kalamazsın. Herkes gider bir şekilde.
+Peki ya sen gidersen?
-Bu alışmayı seçtiğim bir sonra olur. Bu o kadar korkutmuyor beni. Bu senin alışmak zorunda kalacağın bir sonra olur.
+Ben korkmalı mıyım yani?
-İçimizde bencilizdir, her hikaye mutsuz biter. Bu yüzden en az yarayla sonlanacak bitişleri seçeriz. Dışa vurmak zor gelse de benim seni bırakacağım sonradan kork sen de, senin beni bırakacağın sonradan korktuğum kadar.
+Korktuğun sonra için teselli olur mu bilmem ancak bıraksam da seni, bıraksan da beni, hatırlayacağım sonuna kadar seni ve senden gelenleri...
-Hatırlamak zorunda kalmayacağımız tek son, bir gün birlikte ölmemiz sanırım. Buna içelim mi?
+Şerefe.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder